3 Mart 2016 Perşembe

SON OYUN










Türkiye'de Derinden Giden Fay'lar Son Dönemde Hareketlendi.



Kenarda köşede herkes konuşmaya başladı.
Gruplar halinde mesajlar veriliyor, cenazelerde, konferanslarda, törenlerde kimin kiminle olduğu ortaya çıkıyordu...

Bugün biraz daha açık olalım.
NET KONUŞALIM...
Kimseyi kırmadan incitmeden doğruları anlatmaya çalışalım...
Atatürk zamanından beri Türkiye İKİ KUTUP ARASINDADIR.
Hatta Atatürk ile İnönü farklı kutupları temsil eden liderlerdi.

Siyaset olarak farklı ekollerin izlerini taşırlardı.
Bu hep oldu. Osmanlı'yı yıkan ve Cumhuriyet'i kurduran güç İngilizlerdi.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Amerika gelip bölgeye ve ülkemize ortak oldu.
1960 darbesi İngilizlerin tek başına yaptığı son hamleydi.
Sonra hep ortak oldular.
Bazen Londra bazen de Washington öne çıktı.
Ama genel kanı bunların arasında sorun olmadığı yönündeydi.

Oysa gerçek bambaşkaydı!
HATIRLAYIN...
AK PARTİ yeni gelmişti.
Daha sistemi tanıma şansı bulamamışken İstanbul'un göbeğinde bombalar patladı.
2003 15 Kasım'ının sabah saatlerinde Şişli'deki BET İSRAİL SİNAGOGU
Ve
Beyoğlu'ndaki NEVE ŞALOM SİNAGOGU önünde bomba yüklü araçlar infilak etti.
Ortalık kan gölüne döndü.
28 kişi can verdi. 300 kişi de yaralandı.  
Bundan 5 gün sonra ise bomba yüklü kamyonetler yine İstanbul'un merkezinde ortaya çıktı.
Sabah saat 10.55'te Beyoğlu'ndaki BİRLEŞİK KRALLIK KONSOLOSLUĞU patlama ile sarsıldı.
Aradan 5 dakika bile geçmeden bu kez Levent'teki HSBC BANKASI ölümü yaşadı!
31 kişi hayatını kaybetti.
450 kişi yaralandı. İstanbul en korkunç günlerinden birini yaşıyordu.
EL KAİDE gelip yapıyordu ama kimse işin arka planını bilmiyordu!

Gazeteler ve televizyonlar zaten bunları anlamayanlarla doluydu.
Bilenler varsa da söyleyemezdi!
Aslında o saldırılar AK PARTİ içindeki bilmediğimiz KAVGA’NIN da dışa vurumuydu.
AK Parti kurulduğu günden beri İNGİLİZLER 'in içinde yer aldığı bir oluşumdu.
Ama Türkiye bunu bilmezdi.
İngilizler ve bunlara çalışanlar her kılığa girerdi.

Sadece AK Parti içinde değil, MHP, CHP, HDP ve etkili olacak her oluşumun içinde kesinlikle ve kesinlikle bu adamlar olurdu!

Bu saldırılarla İngilizlere birileri meydan okuyordu!
Bir güç Londra'ya "Artık Türkiye'de işiniz bitti. Çekin gidin!" diye mesaj yolluyordu.
EL KAİDE güzel bir tabelaydı.

CIA’nin operasyon KODU EL KAİDE idi!
Yani Amerika İngilizlere savaş açıyordu.
Bu daha sonra PARA üzerinden, finans üzerinden gitti. 
İngilizler Amerika'nın tahterevallideki diğer ortağı Rusyayı hiç sevmezdi.
Moskova düştüğü an Amerikayı bölgede yenmek çok zor değildi onlar için...
Bilirlerdi.
Rusya devre dışı kaldı mı Ankara ele geçti mi Amerika Ortadoğu'da yoktu!
Bütün bu dengenin içinde MİLLİ ÇİZGİDE duran lider Erdoğan'dı!
Bunun için de saldırıya uğruyordu.
Onlar geliyor Erdoğan bertaraf ediyor, millet de arkasında güç olarak yükseliyordu.

Son dönemde özellikle KÜRT MESELESİ, PYD-YPG-PKK kartlarında Erdoğan İngilizlerin de Amerikalıların da istemediği yola girdi. 

Ankara'nın çıkarı için!

Suriye meselesinde birileri Ankara'yı bilerek hataya sürükledi.
Birileri AMERİKA ile RUSYA’NIN dünyanın her yerinde görünmez ortak olduğunu ıskaladı!
Oysa 1945'ten beri süren anlaşmaları vardı.
Sınırımızın hemen aşağısında da bunu tekrar gösterdiler.
PYD/YPG konusunda da işbirlikleri tam gaz gidiyordu.
Gidecekti de...
İki gücün de vurmaya çalıştığı merkez Avrupa'ydı...
İşte bu kavgayı biz içeride PARTİLERİN içindeki mücadele olarak görüyorduk!
MHP lideri Sayın Bahçeli ile Meral Hanım'ın, Koray Aydın'ın, Sinan Oğan'ın kişisel bir derdi yoktu!
Olamazdı.

Ama DIŞ DENGE gelir bu gruplar arasında kavgayı ateşlerdi!
O sebebi bulurlardı.
CHP'de durum farklı mı?
Hiç değil!
Deniz Baykal Bey geçtiğimiz gece yine ekrandaydı.
Çok şey dedi ama tek bir şey söyledi!
"Gerekirse kendimi de feda ederim ama Kemal Kılıçdaroğlu'nu o koltukta oturtmam..."
Bunu bu açıklıkta söylemedi tabii.
Satır aralarındaki gizli mesaj buydu!
AK Parti içinde kenara çekilen Bülent Beyler, Hüseyin Çelik Beyler, Sadullah Ergin Beyler de boş durmuyordu!
AK PARTİ’DE Tayyib Bey dışında kimsenin milletten oy alacak gücü yoktu!
Öyle olsa çoktan parti kurarlar ve yola çıkarlardı.
Ama buna rağmen durmuyorlardı!

NEDEN?
AK Parti içinde hem ABD Rusya hem de Avrupa-İngiltere ekseninde olan isim çoktu!
Diğer partilerde olduğu gibi...

Bir de ANAYASA MAHKEMESİ çıktı şimdi!
Bakın Çin sosyalistti!
Ama birileri KAPİTALİZMİ alıp oraya götürdü.
Yan yana gelmeyecek ideolojiler arkadaş kardeş olup üretti.
Aynısını Sovyetlerin, Rusya'ya dönüşümünde gördük!
Sosyalistler bir gecede kapitalist oluveriyordu!
Demek ki ideolojiler birilerinin silahıydı.
Günü geldiğinde kullanırlardı!
Bizde de böyleydi.
LAİKLERLE MÜSLÜMANLAR yan yana getirilmezdi.
Karşı, hatta düşman gibi gösterirlerdi.
Mahkeme kararları bunları tescil ederdi.
BAŞÖRTÜSÜ ile halkı bölerlerdi!

Oysa Erdoğan bunun tıpkı Çin’deki gibi bir oyun olduğunu gösterdi.
Herkesi el ele tutuşturdu.
Sovyetleri Gorbaçov, Türkiye'yi ise Erdoğan değiştirdi!
Bunu anlamak ve görmek istemiyorlardı.
Ama oyun kuranların oyunu bitmiyordu!
Hep söylediğim gibi LAİKLERİN arasındaki yabancılar daha çok muhafazakâr yapılar içinde mevcuttu.
Yıllarca belli merkezler BAŞÖRTÜSÜ üzerinden kavga etti.
Bir yanda HÜRRİYET diğer yanda karşıtı gazeteler vardı.

Şimdi içinden geçtiğimiz dönemde uzun zamandır yetiştirilen ve muhafazakâr süsü verilen güçler ayağa kalkacaktı...

Adamlar kartın iki yüzünü de kullanıyordu!
Laikçilerle Erdoğan'a saldıranlar ile MUHAFAZAKÂR sos ile gelenler aynı AKLIN ürünüydü!
Yakında bunu görecektik.
İşaretler zaten ortadaydı!

Peki, nereye gelmek istiyorum?
Yıllarca susan İNGİLİZ ekolü son dönemde ayakta!
Erdoğan Washington'a karşı DİK DURDUKÇA birileri durumdan vazife çıkardı.
Bakın aynı anda MAHKEMELER, CHP, MHP, AK PARTİ ve HDP titredi!
NEDEN?

İşte soru bu!
Erdoğan'ın dik duruşunu görenler TASFİYE olacağını düşünüp parti içinden yükselen ses oluverdi.
Neden dün konuşmuyorlardı değil mi?
Neden şimdi?
Aynısı CHP için geçerliydi!
Deniz Bey neden şimdi konuşuyordu!
Avrupa'ya yakın duran Kemal Bey'e niçin BAYRAK açıyordu!
Ve neden şimdi?

MHP'de ise İngiliz ekolünü temsil edenler ağırlıktaydı!
Ama şimdi Amerika'ya yakınlığı tescilli olanlar ayaklanıyordu!
Neden?
Ve niçin şimdi?
Erdoğan giderse bütün siyasi kartlar yeniden dağıtılacaktı!
Bu satın alınıyordu birileri tarafından!

Oluşacak boşluğu doldurmak için İNGİLİZLER, AK Parti içinden, AMERİKALILAR ise hem AK Parti hem de muhalefet üzerinden geliyordu!

"En önemli AKTÖR set dışına itilecek" diye bu telaş...
Beklentileri bu!
Boşuna ama bunu bekliyorlar!

Belki inanmayanlar olacak!
Biliyorum.
İleride "Ben demiştim!" demek de istemem!
Ama toplanın ve milli çizgide birleşin...
Yer belli.
İsim belli.
Sonra geç olur.
Bu fırsat bir daha gelmez.
Şartlar ne kadar zor olsa da bölge güzel bir geleceğe gebe...
Bunu ıskalamayalım.
Anlayalım ve kenetlenelim.
Farklılığımız zenginliğimiz.
Omuz omuza deviremeyeceğimiz bir şey yok.
Bu fırsatı kaçırmayın!
2016'da PAYLAŞIM bitecek.

Geri durmayın!
Devletinize sahip çıkın!
Güç sizsiniz!
BİZ GÜCÜZ !!!







Ergün Diler

Takvim / 3 Mart 2016



16 Şubat 2014 Pazar

İnsan beynini taklit eden yeni silah sistemleri !

İnsan Beynini Kendi Türüne Düşman mı Olacak ?





Amerikan Savunma ileri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA)'nın insan beyinlerinin istihbaratı ile ilgili yeni silah sistemleri geliştirilmesi yolunda çalışmalarda bulunduğu açıklandı. 



DARPA'nın çalışmaları ile yakında, insan zihnindeki öğrenilebilir uyum ve çatışma hallerini taklit eden elektronik sinir mimarilerinin oluşturulmasının gerçek olabileceği bildirilmektedir. 

Halen insansız sistemler ve elektronik cihazlarla yapılan programlama, yakında insanlar üzerinde de denenebilecektir. 

DARPA 'nın Neuromorphic Adaptive Plastic Scalable Electronics sistemler programı, insan beyninin önemli işlevlerini taklit eden, biyolojik ölçekli neuromorphic elektronik sistemler geliştirmeyi amaçlamaktadır. 

Nuromorphic elektronik sistemler, robot veya insanlı araçlar için, görüntü işleme ve duyusal entegrasyon uygulamaları içermektedir. 

İnsan beyninden ilham alan bu elektronik sistemler, geleneksel bilgisayarlarla, farklı yollardan bilgi alışverişinde bulunacaktır. 

Farklı işlemci ve bellek birimleri ile şimdiki bilgisayar aksine, bu yeni sistem, beyin gibi çok basit bir işlemci (nöron) ve kendiliğinden iletişim ve onların bellek (sinaps) ve fonksiyonlarını öğrenmek için dağıtılan bir web sayfası olarak organize edilecektir. 

Sinaps elektronik cihazlar ve entegre iletişim ağları, yüksek yoğunlukları ile nöron ve sinaps bağlantısı fonksiyonları ile entegre devreler geliştireceği söylenmektedir. 

DARPA Program devre tasarım araçları, donanım fonksiyonunun büyük ölçekli bilgisayar simülasyonları ve test edebilebileceği sanal eğitim ortamları ve benchmark bu sistemleri, donanım geliştirmek ve bu spesifik alanda desteklemek için geliştirdi. 

Şimdiye kadar, uygulanan programlarla, nanometrik ölçekli sinaptik bileşenleriyle uyum yeteneğinin geliştirdiği ve elektronik nöron ve genel sistem mimarisini destekleyen bağlantılarla çekirdek mikro devreler bileşenleri taklit programlarının oluşturulduğu açıklandı. 

Chip-üretim sürecinin geliştirilmesi, insan beynindeki navigasyon ve algı ile ilgili davranış görevlerini vurgulayan sanal ortamlar yaratabilecektir.
(Çeviri: M.Tankut)




WEAPONS systems with the intelligence of human brains could be reality soon, if Defense Advanced Research Projects Agency (DARPA) gets its way.


DARPA has announced that it is working to build electronic neural architectures that can learn, adapt and respond to situations on the battlefield. 

Currently, unmanned systems and electronic devices can collect and process information according to their programming. 

DARPA’s Systems of Neuromorphic Adaptive Plastic Scalable Electronics (aptly shortened to SyNAPSE) program aims to develop biological-scale neuromorphic electronic systems that mimic important functions of a human brain. 

Applications for neuromorphic electronics include robotic and manned systems, and sensory and integration applications such as image processing. 

These human brain-inspired electronic systems will understand, adapt and respond to information in fundamentally different ways than traditional computers. 

Unlike current computers with distinct processor and memory units, these new systems will, like the brain, be organised as an intimate and distributed web of very simple processors (neurons) and memory (synapses) that spontaneously communicate and learn their functions. 

SyNAPSE is developing integrated circuits with high densities of electronic devices and integrated communication networks that approximate the function and connectivity of neurons and synapses. 

The DARPA program has also developed tools to support this specific area of hardware development such as circuit design tools, large-scale computer simulations of hardware function, and virtual training environments that can test and benchmark these systems. 

Thus far, the program has developed nanometer-scale synaptic components capable of adapting the connection strength between two electronic neurons, and simulating utility of these components in core microcircuits that support the overall system architecture. 

Goals for the upcoming phase include chip-fabrication process development, design and validation of single-chip systems, and demonstration of these systems in virtual environments that emphasize behavioural tasks related to navigation and perception.






Hiç yorum yok: